

Kekemelik: Sadece Bir Konuşma Sorunu Değil!
Hayal edin. Kapıdan içeri giriyorum. Uzun, sarışın, kaslı, Hennie. Yanımda tekerlekli sandalyedeki adam var. Onun sorunu açıkça ortada. Ben normal görünüyorum. Ağzımı açıyorum ve... Hayır. Oyun henüz bitmedi. Ben kekelemeye başlayana kadar bitmedi. Sonra kekemelik oluyor. Birdenbire. Tam olarak ne zaman ortaya çıkacağını bilmediğim için beni şaşırtıyor ve ortaya çıkana kadar normalim... Ve şimdi yeni bir mücadele başlıyor. Kekemelikten kurtulup yeniden normal olmak için mücadele etmem gerekiyor (Kathard, 2003, s. 186).
Nitel bir araştırmadan alınan bu kesit, kekemelikle yaşayan insanların içsel mücadelesini oldukça çarpıcı bir şekilde özetliyor.
Hennie’nin kendisine dair algısı; fiziksel özellikleri, atletik yetenekleri ve kekemeliği etrafında şekillenir. Sarı saçlı olduğu için sarışın, kekelediği için de kekemedir.
Hepimiz gibi, Hennie de birden fazla kimliğe sahiptir ve bu kimlikler bir araya geldiğinde onun öz kavramını, yani kendini nasıl gördüğünü oluşturur (Tajfel, 1981).
Kekemeliğin Sosyal ve Duygusal Yansımaları
Hennie, kekemeliği olan biri olarak, sıklıkla ses ve hece tekrarları (örneğin "be-be-benim"), ses uzatmaları (örneğin "sssssselam") ya da bloklar ("___ben") gibi akıcısızlıklarla mücadele eder (Johnson, 1959; Yairi & Ambrose, 1999).
Hennie ve dünya çapında bu durumu yaşayan diğer 70 milyon insan...
Ancak sizin de bildiğiniz gibi kekemelik bundan ibaret olmamakla birlikte bu kadar basit de değildir. Konuşmada görülen bu özellikler, sadece buzdağının görünen yüzünü temsil eder. Kekemeliğin altında, Sheehan'ın Buzdağı Analojisi'nde olduğu gibi, görünmeyen ama derinlerde yer alan korku, kaçınma, suçluluk ve anksiyete gibi duygusal yükler yatmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü ve Kekemelik
Geçmişte hastalıklar sadece fiziksel belirtiler üzerinden değerlendirilir ve tedavi edilirdi. Ama artık biliyoruz ki bir sağlık sorunu yalnızca görünenden ibaret değil. Bu tür bozukluklar, kişinin hayatının birçok yönünü etkiler ve aynı zamanda bu yönlerden de etkilenir. İşte bu yüzden, sorunları daha geniş bir perspektiften anlamak, değerlendirmek ve yönetmek önemlidir.
Dünya Sağlık Örgütü'nün ICF (Uluslararası İşlevsellik, Engellilik ve Sağlık Sınıflandırması) modeli de tam bu noktada devreye giriyor. ICF modeli, bir sağlık sorununun etkilerini dört temel alanda inceler:
- Bedensel İşlevler: Kekemelik, ses tekrarları, uzatmalar ve bloklar gibi konuşmada fark edilen akıcısızlıklar.
- Aktiviteler ve Katılımlar: İş hayatında sunum yapmak, sipariş vermek ya da topluluk önünde konuşmak gibi aktiviteler kekemelik nedeniyle zorlaşabilir.
- Kişisel Faktörler: Kişinin mizaç özellikelri ve kekmeliğe bakış açısını içerir.
- Çevresel Faktörler: Kişinin kekemeliğine verilen olumsuz tepkiler (alay etme, sabırsızlık) durumu.
ICF modeli, kekemeliği sadece fiziksel bir bozukluk olarak görmek yerine, kişinin yaşamının her alanına etkisi olan karmaşık bir durum olarak ele alır.
Yaşam Kalitesi ve Kekemelik
Yaşam kalitesi, bir insanın hayatından aldığı genel memnuniyeti ve mutluluğu ifade eden bir kavramdır. Yaşam kalitesi yüksek olan insanlar genellikle yaşamın; sosyal ilişkiler, günlük aktiviteler ve katılım, fiziksel sağlık, çevre koşulları ve psikolojik durum alanlarından daha fazla memnuniyet duyarlar.
Kekemeliğin yalnızca konuşma üzerindeki etkileri değil, sosyal, duygusal ve zihinsel sağlık üzerinde de belirgin olumsuz etkiler yarattığı ortaya çıkmıştır.
Craig ve arkadaşlarının (2009) yaptığı araştırmada, kekemeliğin bireylerin yaşam kalitesine olan etkisini açıkça ortaya koymaktadır.
Araştırma sonuçlarına göre, kekemeliği olan bireylerin yaşam kalitesi, akıcı konuşan bireylere (kontrol grubu) kıyasla daha düşük bulunmuştur. Bu fark, özellikle sosyal ve duygusal işlevsellik, canlılık ve zihinsel sağlık alanlarında daha belirgindir. Örneğin, “Çalışma yaşamınızda veya diğer aktivitelerinizde geçirdiğiniz zamanı sorununuz yüzünden kısalttınız mı?” gibi sorularda, kekemeliği olan bireyler akıcı konuşanlara göre daha olumsuz cevaplar vermişlerdir.
Bu bulgular, kekemeliğin yalnızca konuşma zorluğu değil, aynı zamanda bireylerin genel yaşam kalitesini de etkileyen karmaşık bir durum olduğunu gözler önüne seriyor.
SF-36 yaşam kalitesi formunda yer alan bazı sosyal duygusal işlevsellik soruları aşağıdaki gibidir:
Son 4 hafta boyunca, arzu ettiğinizden daha az işi mi tamamladınız?
Son 4 hafta boyunca, iş veya diğer aktivitelerde her zamanki kadar dikkat vererek yapamadınız mı?
Kekemelik yaşayan bireylerin yaşam kalitesindeki düşüşlerin, tetrapleji veya koroner kalp hastalığı gibi ciddi sağlık sorunları yaşayan kişilerle benzerlik göstermesi, bana göre oldukça dikkat çekici bir bulgu. Bu durum, kekemelikle yaşamanın, ciddi bir sağlık sorunu kadar hayatı etkileyebileceğini gösteriyor.
Bu nedenle, müdahale hedeflerimizi belirlerken yalnızca kekemeliğin kendisine odaklanmak yerine, kekemeliğin hayatın hangi alanlarını etkilediğini belirleyip, bu alanlara bütüncül bir yaklaşımla odaklanmak, terapilerimde de gözlemlediğim gibi, daha etkili sonuçlar sağlıyor.
Sonuç
Kekemelik, dışarıdan bakıldığında sadece konuşma sırasında yaşanan birkaç duraksama gibi görünse de gerçek çok daha karmaşık görünüyor.
Hem sosyal hem de duygusal sağlığı derinden etkileyen kekemeliğin, bireyin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürdüğü görülüyor. Kekemelikle başa çıkmanın yollarını ararken, bu çok boyutlu yapıyı anlamak; kişisel, sosyal ve duygusal faktörlerin önemli olduğunu gösteriyor.
Bu konu ilginizi çektiyse, kekemeliğin yaşam kalitenizi nasıl etkilediği ile ilgili Hacettepe Üniversite'sinde yapılan bu araştırmaya da katılabilirsiniz.
1665
0
Referanslar ve İleri Okuma
- Adam Jerue, B. (2022). Predictors of the quality of life of university students: a cross-sectional study. International journal of environmental research and public health, 19(19), 12043.
- Liu, C., Luo, Q., Luo, D., Zhou, Y., Feng, X., Wang, Z., ... & Smith, G. D. (2023). Quality of life profiles and its association with predictors amongst Chinese older adults in nursing homes: a latent profile analysis. BMC geriatrics, 23(1), 740.
- Patrício, B., Jesus, L. M., Cruice, M., & Hall, A. (2014). Quality of life predictors and normative data. Social Indicators Research, 119, 1557-1570.
- Ramón-Arbués, E., Echániz-Serrano, E., Martínez-Abadía, B., Antón-Solanas, I., Cobos-Rincón, A., Santolalla-Arnedo, I., ... &
- Villas-Boas, S., Oliveira, A. L., Ramos, N., & Montero, I. (2019). Predictors of quality of life in different age groups across adulthood. Journal of Intergenerational Relationships, 17(1), 42-57.
- Santos García, D., de Deus Fonticoba, T., Cores, C., Muñoz, G., Paz González, J. M., Martínez Miró, C., ... & Mir, P. (2021). Predictors of clinically significant quality of life impairment in Parkinson’s disease. npj Parkinson's Disease, 7(1), 118.
- Shafaie, F. S., Mirghafourvand, M., & Amirzehni, J. (2019). Predictors of quality of life in patients with breast cancer. Indian journal of palliative care, 25(1), 73.