- Kekemelik | Terapist Seçerken Nelere Dikkat Etmelisiniz?
- Kekemelik terapisine başlamaya karar verdiyseniz serinin ilk yazısını okudunuz, motivasyonunuz olduğuna ve kekemeliğiniz için bir adım atmaya karar verdiniz demektir. Tebrikler! Şimdi ikinci en önemli konu terapisti nasıl seçeceğinizdir. Eminim hepiniz Instagram’da, Youtube’da hatta sokaktaki reklam tabelalarında kekemelikle ilgili birçok yazıya veya ilâna denk gelmişsinizdir. Peki bunlardan hangisinin sizin için doğru olduğuna nasıl karar vereceksiniz? Terapist seçimi, kekemelik terapisinde çok önemlidir. Terapistle olan uyumunuz ve uygulanan teknikler, terapinizi şekillendirecek ve terapinin verimini büyük ölçüde değiştirecektir. Peki size en uygun ve doğru terapisti nasıl seçersiniz? 1. Diploma Terapist seçerken göz önünde bulundurmanız gereken en önemli madde terapistin eğitimidir. Terapistinize şikayetinizi bile anlatmadan önce diplomasını, hangi üniversiteden ve hangi bölümden mezun olduğunu sormanız çok önemli. Bunu sorarken ayıp olur mu diye düşünmenize gerek yok, eğitimine güvenen bir terapist size gönül rahatlığıyla eğitimi ile ilgili detayları verecektir. Ne yazık ki yıllar boyunca alakasız meslek grupları kekemelikle ilgili çalışmış (!) hatta bir meslek sahibi bile olamamış kişiler, kekemeliği tedavi edeceklerini söyleyerek kurslar açmış ve umut tacirliği yapmışlardır. Maalesef günümüzde de bu tarz yerler varlığını sürdürmektedir. Her çağdaş ülkedeki gibi ülkemizde de Dil ve Konuşma Terapisi lisans bölümü bulunmaktadır. Bu lisans programında da danışanlara bilimsel yöntemler uygulanmaktadır. Gitmeyi planladığınız kurum ve kişilere mutlaka diğer işlerinizde olduğu gibi, konu hakkındaki ehliyetinin yani diplomasının sorulması gerekir. Nasıl ki tıp diploması olmayan birinin size kalp ameliyatı yapmasına izin vermeyeceğiniz gibi; ilişkilerinizi, işinizi ve psikolojinizi, kısacası hayatınızı büyük ölçüde etkileyen kekemeliğiniz için de diplomalı bir dil ve konuşma terapistinden yardım almanız çok önemlidir. Bu sayede hem hayal kırıklığı yaşamamış hem de bu tarz para tuzaklarına düşmemiş olursunuz. Ayrıca bu tarz yerleri denemek, her yolu denedim ama kekemeliğimde bir ilerleme olmuyor diye düşünmenize sebep olup, kekemeliğinizi ve hayatınızı olumsuz şekilde etkileyebilir. Terapistiniz; Dil ve Konuşma Terapisi veya Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı diplomasına sahip olmak zorundadır. Farklı bir meslek grubu, kekemeliğinizle ilgili size herhangi bir müdahalede hatta öneride bile bulunamaz. 2. Terapi Bitişi İçin Süre Verilmemesi Evet, terapi sürecine başlarken bu terapinin süresinin ne kadar süreceğini merak ediyor olmanız kadar doğal hiçbir şey yok. Bir de reklam tabelalarında, sosyal mecralarda maruz kaldığımız; "14 günde kekemeliğe son!" yazılarıyla, tedavi için bir süre belirtilmesini bekliyor olabilirsiniz. Kekemeliğinizin değerlendirilmeden, kekemelikle ilgili oluşan duygu düşünceleriniz bilinmeden ve daha sizi tanımadan bir süre verilmesi sizce mantıklı mı? Eğer bir kişi; daha sizi görmeden terapi için bir süre verdiyse ("Tamam tamam, 1 ayda hallederiz bu sorunu" gibi) lütfen oradan koşarak uzaklaşın. Kimse kekemeliğinizi, kekemelikle ilgili duygu ve düşüncelerinizi, kekemelik hikayenizi ve daha birçok unsuru bilmeden ne yapmanız gerektiğini söyleyemez. Terapi programı bireyseldir ve kişiye göre hazırlanmalıdır. Terapi programı bireysel olduğu için, süre de kişiden kişiye göre değişmektedir. 3. Klinik Uyum Terapistin diplomasını gördünüz, hala sorgulama süreciniz bitmiyor. Terapi bir süreçtir ve bu süreç boyunca sorgulanması gereken önemli noktalardan biri de klinik uyumdur. Terapi devam ediyor ama "olmayan bir şeyler var" gibi hissediyor olabilirsiniz. Terapist, danışan ve ailenin uyum içinde çalışması, danışanın kekemelikle ilgili duygu düşüncelerini terapistine rahatça ve güvenerek anlatması, ailenin aklına takılan sorulara yanıt bulması ve kişiler arasında uyum olması çok önemlidir. Klinik uyumun olmadığı durumlarda, terapilere katılmak istemeyebilir veya terapiden çıkınca mutlu hissetmeyebilirsiniz. Böyle bir durum yaşıyorsanız, bu durumu düşünmeniz ve nedenlerini sorgulamanız gerekir. Mutlu olmadığınız bir ortamda bir şeyler edinmeniz ve kendinizi açmanız çok zor olacaktır. Böyle bir sorunu çocuğunuz yaşıyorsa, neden seanslara katılmak istemediğini çocuğunuza sorabilir, bu durumu terapistinizle paylaşabilir ve bu durum hakkında neler yapmanız gerektiğini tartışabilirsiniz. Çözüm, çocuğunuzu zorla seansa götürmek değildir. Bu tarz sorunları ve aklınızdakileri terapistinizle paylaşıp bir çözüm yolu arayabilirsiniz. Böylesi durumlarda uygulanan yöntemin değiştirilmesi, terapi sıklığı/süresi değişikliği veya terapist değişikliği çözüm olabilir. 4. Uygulanan Teknikler Terapide ne tür teknikler uygulanıyor? Bu teknikleri günlük hayatınızda uygulayabiliyor musunuz? Kekemelikle ilgili duygu ve düşüncelerinize terapi seanslarında yer veriliyor mu? Eğer terapi seansında sürekli şiir/kitap okuyup, nefes egzersizi çalışıyorsanız, güncel olmayan teknikleri deniyorsunuz demektir. Terapi seanslarında bilimsel ve güncel çalışmaların uygulanması gereklidir. Güncel ve bilimsel yaklaşımlarda sesli kitap okumak, ağız içine kalem koyarak okuma yapmak, nefes egzersizleri veya mum üfleme vb. yoktur. Şu an bilimsel ve güncel yaklaşımlar; kişinin kekemeliğini tanıması, kekemelikle ilgili duygularını/düşüncelerini tanıması, günlük hayatta uygulanabilir konuşma tekniklerinin kullanımını içerir. Güncel ve bilimsel yaklaşımların uygulanmadığı durumlarda; "Ne yapsam bende işe yaramıyor!" düşüncesiyle kişilerde umutsuzluk görülebilir. Bu umutsuzluk, kekemeliği ve kaçınma davranışlarını artırarak kişinin sosyal ilişkilerde zorluk yaşamasına sebep olabilir. Bu yüzden terapi süreci boyunca uygulanan tekniklerin üzerinizde nasıl bir etki yarattığını izlemeniz ve bu izlenimlerinizi terapistinizle paylaşmanız gereklidir. Şehrinizde size uygun bir dil ve konuşma terapisti yoksa veya terapi almak istediğiniz terapist başka bir şehirdeyse online terapiyi düşünmenizi öneririm. Online terapi ile ilgili aklınızda soru işareti varsa ilgili yazıyı okuyabilirsiniz. Bu yazıyla ilgili soru ve düşüncelerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.
Devamını oku
- Online Terapi Nedir? Sizin İçin Uygun Mu?
- Bulunduğunuz şehirde bir dil ve konuşma terapisti yok. Bu yüzden online terapi almak istiyor veya bulunduğunuz şehirde yol ve zamandan tasarruf etmek için çocuğunuzun online terapi almasını istiyorsunuz. Ama aklınızı kurcalayan bazı sorular var: Online terapi, yüz yüze terapi kadar etkili olur mu? Çocuğum online terapide dikkatini toplayabilir mi ve terapi etkili olur mu? Online terapi almak zaman kaybı mıdır? Yüz yüze terapi daha mı etkili, daha mı iyidir? Bu yazıda, yukarıdaki sorulara cevap bulabilirsiniz. Covid-19 salgınıyla birlikte birçok işimizi online bir şekilde halletmeye başladık. Bazılarımız iş yerimizde online bir şekilde çalışma hayatına geçtik. Hatta çocuklarımız online bir şekilde okula gitmeye başladı. Bu durum hepimiz için normalleşti. Tabii durum böyle olunca online terapilerin de uygulanma sıklığı arttı. Online terapi, danışan ve terapistin internet teknolojisini kullanarak, farklı platformlarda terapi yapmasıdır. Online terapinin etkililiği uzun yıllardır araştırılmakta ve bazı ülkelerde yoğun bir şekilde online terapi uygulanmaktadır. Bizim ülkemizde Covid-19 salgınıyla birlikte online terapiye bakış açısı değişmiş ve online terapiye ilgi artmıştır. Peki online terapi size uygun mudur? Uygunluğunu nasıl anlarsınız? Bu sorunun cevabı için aşağıdaki maddelerle, kendi isteklerinizi karşılaştırabilirsiniz. 1. Uzman Bulunduğunuz şehirde ilgili konuyla ilgili bir uzman yoksa veya sizin beğendiğiniz ve terapi almak istediğiniz uzman şehir dışındaysa, online terapi sizin için mantıklı olabilir. 2. Tasarruf Bulunduğunuz şehirde bir uzman var ama siz zamandan ve paradan tasarruf etmek istiyor, bir yerden bir yere giderken yolda zaman geçirmek, yol parası vermek istemiyor olabilirsiniz. Böyle düşünüyorsanız, online terapiyi deneyebilirsiniz. 3. Bulunduğunuz Ortam Online terapiye bağlanacağınız yer en önemli noktalardan biridir. Online terapi yapacağınız yer terapi yapmak için uygun bir yer mi bunu analiz etmeniz gereklidir. Analiz ederken; I. Çevresel gürültüler, ortamın sakinlik seviyesi II. Rahat bir ortam Bulunduğunuz ortamda duygu ve düşüncelerinizi terapiste anlatırken başkaları da bu anlattıklarınızı duyacak diye tedirgin hissediyor musunuz? Eğer bu maddelere cevabınız evet ise online terapinin etkililiği sizin için daha düşük olabilir. Tam tersi yönde, online terapi yapılacak yer kendinizi daha güvende hissettiriyor ve düşüncelerinizi daha rahat paylaşabileceğinizi düşünüyorsanız, online terapiden etki almanız daha muhtemeldir. Bir yetişkin olarak online terapi almak istiyorsanız, bu sizin için çok avantajlı olabilir. Eğer evinizde terapiye gireceğiniz sakin bir ortam, telefon / bilgisayar ve internet varsa online terapi sizin için çok etkili olabilir. Yüz yüze terapiye gelirken karşılaştığınız yol masrafı, zaman kaybı, yorgun bir şekilde seansa gelme durumlarını yaşamadan etkili bir şekilde seanslarınızı sürdürebilirsiniz. Kendi yetişkin danışanlarımın büyük bir oranı aynı şehirde olmamıza rağmen, yukarıda saydığım sebeplerden dolayı online terapi almak istiyorlar. 4. Şikâyetiniz Çocuğunuz için online terapiyi düşünüyorsanız; çocuğunuzun şikâyeti, dikkat süresi, ilgi alanları ve çocuğunuzun online terapi hakkında düşüncelerinin analiz edilmesi önemli yer tutar. Bazı vaka gruplarında (kekemelik, hızlı konuşma bozukluğu, ses bozukluğu) çocuklarla birebir seanslarımı gerçekleştirirken, bazı vaka gruplarında (gecikmiş konuşma, sesletim ve ses bilgisi bozuklukları) seans sırasında ebeveynlerin desteğini almam gereken bazı noktalar oluyor. Bu durumda, çocuğunuzla önce bir ön görüşme seansı gerçekleştirerek, çocuğunuz online terapide fayda sağlayabilir mi, çocuğunuzun ilgi alanları neler ve çocuğunuz online terapi hakkında ne düşünüyor gibi sorulara cevap bularak çocuğunuza ve size özel bir şekilde karar alıyorum. Yani online terapinin avantajlı olduğu birçok durum var. Online terapinin size uygun olup olmadığını, bir ön görüşme seansı oluşturarak uzmanınızla birlikte belirleyebilirsiniz.
Devamını oku
- Kekemelik | Terapi Almanın 1. Kuralı: Motivasyon
- Kekemelik terapisine başlamak istiyor ama bir türlü cesaret edemiyor veya terapinin size fayda sağlayıp sağlamayacağını kestiremiyor olabilirsiniz. Veya önceden kekemelik için gittiğiniz kursların, denediğiniz yöntemlerin işe yaramadığını düşündüğünüz için terapiye inanmıyor ve terapi almak istemiyor da olabilirsiniz. Eğer daha önce kekemelikle ilgili bir kursa veya terapiye gidip, işe yaramadığını düşünüyorsanız ilgili yazıyı okuyabilirsiniz. Bu yazımızda terapinin 1. kuralı olan "motivasyon" konusunu ve terapi sürecinde terapist ve danışanın rolünü inceleyeceğiz. 1. Motivasyon Terapi almayı, Hakan Türkçapar "Bilişsel Davranışçı Terapi" kitabında yeni bir dil öğrenmeye benzetiyor. Eğer sizi yeni bir dil öğrenmeye iten bir neden yoksa veya bir neden var ama çaba göstermek istemiyor, mucizevi biçimde birinci derste o dili öğrenmeyi bekliyorsanız veya ailenizin zoruyla bir dil kursuna gidiyorsanız dil öğrenme sürecinizin zorlu olacağını tahmin etmek zor değildir. Aynı durum kekemelik terapisinde de geçerlidir. Kekemelik terapisi sanılanın aksine kişiye uygulanan yöntemler bütünü değil, sizinle birlikte yürütülen, size özgü, yani bireysel olan bir süreçtir. Terapilerde danışanıma kendi rolünü ve terapisti anlatırken "yol örneğini" kullanırım. Terapi sürecini bir yola benzetirim. Danışanlarım yolu yürüyecek, engelleri aşmak için çabalayan kişi olurken, ben onların yanında, terapi yolculuğuna eşlik eden, yolda gözden kaçırdığı şeyleri hatırlatan, bazı önerilerde bulunan, bazı farkındalıklar kazanmasına yardımcı olan kişi olurum. Evet, kabul ediyorum. Terapiye başlama kararı vermek, nereden ve nasıl başlayacağını düşünmek zor ve endişeli bir süreç olabilir. Ama kekemeliğinizi, kekemeliğinizden dolayı hayatınızda oluşan zorlukları değiştirmek sizin elinizde. Bu yazıyı okumak, kekemeliğinizi araştırarak kekemeliğinizi değiştirmek istediğinizin güzel bir örneği ve en önemli adımı olabilir. Terapi almayı düşünüyorsanız, bu serinin devam yazısını yani terapist seçerken nelere dikkat etmeniz gerektiğini okuyabilirsiniz.
Devamını oku