Çocuğum Konuşmuyor. Ne Yapmalıyım? image
Çocuğum Konuşmuyor. Ne Yapmalıyım?
Çocuğunuz 2 yaşına geldi ama hala her şeyi işaretlerle, bağırarak anlatıyor ve derdini bir türlü sözcüklere dökemiyor olabilir. Çevrenizdekiler "Bekle, konuşur." diyor ama siz içten içe telaşlanıyor ve ne yapacağınızı bilemez bir halde bu yazıyı okuyor olabilirsiniz. Bu yazıda, çocuğunuz konuşamıyorsa neler yapabileceğinizi 3 maddede inceleyeceğiz. Çocuklar doğmadan önce sizinle iletişim kurmaya çalışır. Doğduktan sonra da bu iletişim kurma şekli çeşitlenerek devam eder. Göz teması kurmaya, sizinle birlikte gülmeye, nesneleri işaret etmeye, sesler ve sözcükler çıkarmaya başlar. Yani deneyimlerini sizinle paylaşmaya çalışır. Bazı çocuklar bu iletişim basamaklarının bazılarında sorun yaşayabilirler. Yaşadıkları sorun; bazen hiçbir sebebe bağlı değilken, bazen farklı sendromlar ve etmenlere bağlı olabilir. Siz de çocuğunuz size derdini anlatamadıkça endişelenip, kelime kartları alıp kelime öğretmeye çalışıyor veya hangi uzmana başvuracağınızı bilmiyor olabilirsiniz. Gittiğiniz uzmanlar "4 yaşına kadar bekleyin." veya "Kreşe gönderin düzelir." demiş de olabilirler. Hatta bazı uzmanlar ise nefes egzersizi, mum üfletme, balon şişirme ve dudak yalama gibi çok yanlış, hiçbir etkisi ve bilimsel yönü olmayan yöntemleri çocuğunuz üzerinde denemiş de olabilir. Peki bu düşünceler ve sizin evde yaptıklarınız doğru mudur? Doğru yaklaşımlar nelerdir? 1. Kelime Kartlarını Söyletmeye Çalışmayın! Kendinizi çocuğunuzun yerine koyun. Evde size sürekli bir şeyler öğretmeye çalışan biri olsa ne hissederdiniz? Dil; kartlarla, kartları tekrarlatarak veya harfleri öğreterek edinilmez. Peki dil nasıl edinilir? Dil, doğal ve eğlenceli bir ortamda edinilir. Yani çocuğunuza elma resmi gösterip "Bak! Elma. Haydi sen de söyle." diyerek çocuğunuza hem sözcük öğretemezsiniz hem de çocuğunuzun sıkılmasına sebep olursunuz. Siz sıkıldığınız bir ortamda yeni şeyler öğrenmeye açık olur musunuz? Çoğu insanın ve çocuğunuzun da cevabı "Hayır!" olacaktır. Peki kelime kartları yerine ne yapmalısınız? Çocuğunuzla gerçek bir elma keserken "Aaa elma. Imm tatlı." girdilerini verip, çocuğunuzun elmanın dokusuna dokunmasına, tadını almasına ve tat duyusuyla sözcüğü birleştirmesine izin verebilirsiniz. 2. Uzun Cümleleri Kısaltın. Çocuğunuzla nasıl konuştuğunuza hiç dikkat ettiniz mi? Terapide ebeveynlerde en sık gözlemlediğim şey, çocuklarıyla konuşurken çok uzun cümleler kurmaları oluyor. Düşünün; sadece sesler çıkaran, daha sözcük kullanmayan 2 yaşında bir çocuğunuz var ve basket atmaca oynuyorsunuz. Basket atarken de amacınız eğlenmek değil. Tabii ki renkleri öğretmek. "Haydi mavi topu atalım. Haydi bakalım mavi topu potanın içine at." gibi uzun cümleler kurduğunuzda sizce çocuğunuz hangi kelimeye odaklanmalı, hangi kelimeyi üretmeyi denemeye çalışmalı? Çocuğunuzun işi biraz zor değil mi? Haydi çocuğunuzun işini biraz kolaylaştırıp çözümü bir formül şeklinde yazalım; "çocuğunuzun söyleyebildiği sözcük + 1 sözcük". Bu formülü uygulayarak sesler ve sözcükleri birleştirerek çocuğunuza model olabilirsiniz. Yukarıdaki örnekten yola çıkarsak "Haydi mavi topu atalım." yerine; "Hoop, at!", "Aaaa, düş!" girdilerini eğlenceli bir ses tonuyla sunarak, çocuğunuzun ses çıkarmayı denemesi için bir fırsat yaratmış olursunuz. Yolda yürürken "Ağacın dallarına bak, çok uzun değiller mi?" demek yerine; "Aaa, Aaağaç. Uuuuzun dallar. Cik cik cik, kuş." şeklinde girdiler vermeyi deneyebilirsiniz. Çocuğunuzun dil gelişimini desteklemek için kullandığınız dilin sayıca ve içerik bakımından zengin olması gereklidir. Ama bu kullandığınız dilin karmaşık, sıkıcı ve sürekli öğretici olması gerektiği anlamına gelmez. Çocuğunuza uzun bir olay anlatmak istiyorsanız cümlelerinizi bölerek, söylediğiniz şeye işaret ederek ve konuşma hızınızı yavaşlatarak yapabilirsiniz. Yolda yürürken arabalar hakkında bahsedebilirsiniz. "Kırmızı arabaya baksana çok hızlı gidiyor." demek yerine arabayı işaret ederek "Düt düt! Araba. Kırmızı, kırmızı araba. Uuuu! Çok hızlı" gibi. 3. Zaman Kaybetmeden Dil ve Konuşma Terapistinden Randevu Alın. Yukarıda anlattığım her madde, yanlış bir yöntem uygulamamanız için hazırlanmış "ilk yardım müdahalesi" gibidir. Asıl yapmanız gereken bir "ambulans" çağırmaktır. Yani, bir dil ve konuşma terapistine gitmektir. Maalesef bazı aileler yanlış bilgilendirmelerle, çocuklarının konuşmasını 5-6 yaşına kadar bekleyerek zaman kaybediyorlar. Beyin gelişiminde, ilk 3 yaş kritik dönem olarak adlandırılır. Yani ilk 3 yaşta başlayacağınız terapinin, çocuğunuza ve size olan verimi daha yüksek olacaktır. O yüzden çocuğunuzun iletişim kurmakta zorlandığını fark ettiğiniz ve endişelerinizin başladığı noktada, bir dil ve konuşma terapistinden değerlendirme randevusu almak çok önemlidir. Değerlendirme seansında; çocuğunuzun dil gelişimi becerileri değerlendirilerek, terapiye ihtiyaç duyup duymadığına karar verilir. Eğer terapiye ihtiyaç duyulursa çocuğunuza özgü bir yol planı hazırlanır. Bu yazı hakkındaki görüşlerinizi aşağıdan yorum yaparak / beğenerek gösterebilirsiniz. Çocuğunuzla etkili konuşmanın püf noktalarıyla ilgili de "Peki Nasıl Konuşalım?" serisinin ilk yazısını okumanızı tavsiye ederim.
Devamını oku
Çocuğunuzla Konuşmanın Gücü | Peki Nasıl Konuşalım? image
Çocuğunuzla Konuşmanın Gücü | Peki Nasıl Konuşalım?
Çocuğunuzun beynini inşa etmek, nasıl bir insan olacağını, hangi derslerde başarılı olacağını, problem çözme ve aktif düşünme becerisini geliştirmek sizin elinizde. Peki nasıl? Konuşarak! Evet, yanlış duymadınız konuşmak. Bazı okuyucular şöyle düşünebilir. "Eee, ben konuşuyorum ama çocuğum konuşmuyor.", "Eee, ben konuşuyorum ama çocuğum sıkılıyor." Bu yazıyı okurken kendinizi izlemenizi, çocuğunuzla iletişim kurarken nasıl yaklaştığınızı hatırlamanızı isteyeceğim. Acaba gerçekten çocuğunuzla konuşuyor musunuz?  Çocuğunuzla konuşmak ve iletişim kurmak her yaşta çok önemliyken, ilk 3 yaşta kritik öneme sahiptir. Bu konu önemli ve kapsamlı bir konu olduğu için, bir seri halinde yazılarımı sizlerle paylaşacağım. Her yazı serimizde bir tane değiştirilmesi gereken davranış ve istenilen/etkili davranışı iki senaryo üzerinden ele alacağız. Ayrıca bu konuyla ilgili videolar yayınlayarak daha detaylı bir şekilde bu seriyi inceleyeceğiz. 1. Emir Cümleleri Dur! Yapma! Haydi Söyle! Amcanlara bay bay yap! Hadi evden çıkmamız lazım. Hazırlan! Yukarıdaki kalıplardan kaç tanesini kullanıyorsunuz? Yukarıdaki kalıpları kullanarak çocuğunuzun size hangi kelimeyi söylemesini ve ne öğrenmesini bekliyorsunuz?  Evet, ebeveynler çocuğun öğrendiği bir davranışını başkalarıyla paylaşmak istiyor ve "Hadi amcana bay bay yap." diyor olabilir. Ama bu çocuğunuzun yeni bir şey öğrenmesini sağlamadığı gibi, iletişim baskısı oluşturarak o davranışı yapmak istememesine hatta o sözcüğü kullanmak istememesine yol açabiliyor. Şimdi bir örnekle iki davranışı ele alacağız; Çocuğumuzun ismi Zehra olsun; Zehra 2 yaşında. Zehra ve ailesi bir pazar akşamı dedesini ziyarete gitsinler. Oradan ayrılma zamanı gelsin. Herkes kapının önünde ve vedalaşma anı geldi. I. Senaryo Anne: "Hadi kızım, dedene 'Bay bay dede' de. 'Bay bay, hadi bay bay yap!'" Baba: "Kızım, dede desene. Bak dedesi, hadi bayy bayyy!" II. Senaryo Anne ve baba dedeye, "bay bay" diyerek Zehra'ya model olurlar. Bunu eğlenceli bir şekilde, öğretme amacı olmadan eğlenceli sesler kullanarak yaparlar.  Siz Zehra olsaydınız, hangi durumda olmak isterdiniz? Hangi durumda eğlenir ve o hareketi yapmaya katılmak isterdiniz?   "Dedene bay bay de!" demek yerine, bir yerden ayrılırken bu seremoniyi eğlenceli hale getirip, çocuğunuza model olabilir, çocuğunuzun öğrenme sürecinde çocuğunuzu teşvik edebilirsiniz. Mesela eğlenceli bir şekilde, ortamdaki herkese el sallayarak adlandırın; "Bay bay ... amca, bay bay ... teyze,  ... kardeş." Çocuğunuzu bir şeyler söyletmek için zorlamayın, model olun.
Devamını oku